Okuma Süresi : 7 dakika
Bu blog yazısına atıf için: Nida Erdem, Avukatlara Uygulanan Disiplin Fiil ve Yaptırımlarının Anayasa Mahkemesi’nin Güncel Kararına ve Temel İlkelere Uygun Düzenlenmesi Gereği Üzerine Düşünceler, 29 Mayıs Hukuk Blogu, https://hukuk.29mayis.edu.tr/tr/blog/38482 , 27 Kasım 2025.
Dr. Öğr. Üyesi Nida ERDEM / İstanbul 29 Mayıs Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı
Konu-Bu yazımızda 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun (AvK) 134. ve 135. maddelerini oybirliği ile iptal eden, Anayasa Mahkemesi’nin 06.03.2025 tarih ve 2025/50 E. 2025/47 K. sayılı kararı[1], disiplin fiil ve yaptırımlarında kanunilik ilkesi bağlamında “belirlilik (açıklık)” ve “öngörülebilirlik” çerçevesinde ele alınacak ve Avukatlık Kanunu’nda yakın zamanda yapılması gereken yeni düzenlemelere örnek teşkil etmesi bakımımdan muhtelif önerilerde bulunulacaktır.
İlkeler-Disiplin yaptırımları, kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesi ve kamu düzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal öneme sahiptir[2]. Bu bağlamda disiplin yaptırımları, kural olarak, memurlara ve diğer kamu görevlilerine uygulanmaktadır. Bununla birlikte zaman zaman meslek onuru ve mesleğe özgü etik ilkelerin ihlali sebebiyle, ilgili kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşuna özgü düzenlemeler çerçevesinde, kamu görevlisi olmayan kişilere de disiplin yaptırımları uygulanabilmektedir. Nitekim avukatlık hizmeti her ne kadar kamu hizmeti olarak nitelendirilmiş olsa da idare hukuku bağlamında, diğer bir deyişle, teknik anlamda bir kamu hizmeti değildir (AvK m. 1). Avukatlık hizmeti kural olarak serbest meslek faaliyetidir. Ne var ki başta Türkiye Barolar Birliği olmak üzere, birçok ilde kurulu olan Barolar; kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları olduğundan, mesleğe özgü etik ilkelere ve bu ilkelerin ihlali durumunda da disiplin yaptırımlarına hükmedebilme yetkisine sahiptir.
Disiplin hukukunda geçerli birçok temel ilke[3] olmakla birlikte, bu yazının konusunu daha ziyade avukatlara uygulanan disiplin yaptırımlarının kanuniliği bağlamında “belirlilik” ve “öngörülebilirlik” ilkeleri oluşturmaktadır.
Anayasa’nın 38. maddesi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca, suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereği, hiç kimseye kanunda suç olarak belirtilmeyen bir fiilden dolayı ceza verilemeyeceği gibi, kişinin işlemiş olduğu fiilin karşılığında kanunda yer almayan bir ceza da verilemez.
Belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleri kapsamında disiplin fiil ve yaptırımlarının da kanunda kural olarak açıkça düzenlenmiş olması gerekse de bir kısım disiplin yaptırımına özgü fiillerin kanunda hiç düzenlenmediği, eksik düzenlendiği veya fiil düzenlense dahi yeterli açıklıkta olmadığı hallere rastlanabilmektedir. Dolayısıyla, disiplin yaptırımları bakımından “cezada kanunilik ilkesi” geçerli iken; disiplin fiillerinin düzenlenmesi bakımından “suçta kanunilik ilkesinin” her durumda geçerli olmadığı söylenebilecektir[4]. Yaptırımın uygulanacağı fiilin kanunda açıkça veya tam olarak düzenlenmediği hallerde Anayasa Mahkemesi genelde iptal hükmü tesis etmektedir[5].
Disiplin fiil ve yaptırımlarının düzenlenmesi hususunda iki yaklaşım bulunmaktadır: Bir yaklaşımda tüm fiil ve yaptırımların liste halinde düzenlendiği; diğer yaklaşımda yaptırımların düzenlenip, fiillerin belirlenmesinde idareye takdir hakkı bırakıldığı görülmektedir[6]. Fiillerin belirlenmesinde idareye takdir hakkı tanınan hallerde aslında disiplin fiilleri bakımından bir muğlaklık gündeme gelebilmektedir. Örneğin; “devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunmak”, “görev sırasında amire hal ve hareketi ile saygısız davranmak”, “hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak” gibi ifadeler muğlak düzenleme biçimlerine örnek olarak zikredilebilir. Bu nedenle kişiler üzerinde yaptırım uygulanması sonucunu doğuran bu tip durumlarda idareye takdir hakkı tanımamak veya geniş bir takdir hakkı tanımamak kanaatimizce daha yerinde bir uygulama olacaktır.
Anayasa Mahkemesi Kararı-Yazımıza konu olan Anayasa Mahkemesi kararında da Avukatlık Kanunu’nun 134. ve 135. maddeleri[7] belirlilik (açıklık) ve öngörülebilirlik ilkelerine aykırılık teşkil ettiği ve idareye sınırsız bir takdir hakkı tanıdığı gerekçesiyle oybirliğiyle iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi bu kararında iptal hükmü kurarken, 22/09/2021 tarihinde, E. 2021/16, K. 2021/62 sayılı kararı ile 6643 sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanunu’nun eczacı odaları haysiyet divanının görev ve yetkilerini düzenleyen 30. maddesinin meslek mensupları hakkında disiplin cezası verme yetkisini düzenleyen kısmını incelediğini ve söz konusu kısmı, eczacı odaları haysiyet divanının meslek mensupları hakkında disiplin cezası uygulama yetkisini kullanmaları sırasında bireylerin hangi somut fiile, hangi hukuksal yaptırımın bağlandığını belirli bir açıklık ve kesinlikte öngörebilmelerine yasal çerçevede imkân tanımadığı gerekçesiyle Anayasa’nın 2. maddesine aykırı bulmuştur. Söz konusu maddede sayılan disiplin fiil ve yaptırımları arasında yeterli bağlantının kurulamadığını, bu çerçevede disiplin yaptırımını gerektiren eylemin gerçekleşmesi durumunda fiil ve hareketin niteliğine göre disiplin yaptırımının uygulanabileceği öngörülmekle birlikte, bu ölçütün disiplin yaptırımının muhatapları açısından yeterli bir hukuki güvence sağlamadığını da belirtmiştir. Ayrıca disiplin yaptırımının belirlenmesi konusunda haysiyet divanına sınırsız bir takdir yetkisinin tanındığına da dikkat çekerek, aynı tutumunu diğer meslek odalarının kanunlarındaki hükümler bakımından[8] da sürdürdüğünü ifade etmek suretiyle Avukatlık Kanunu’ndaki hükümler bakımından da diğer somut vakalardan ayrılmayı gerektirir bir durumun bulunmadığına hükmetmiştir. Karar, 22.05.2025 tarihli Resmîi Gazete’de yayımlanmıştır; ancak aynı kararda söz konusu hükümlerin iptalinin dokuz ay sonra yürürlüğe gireceği de belirtilmiştir. Bu bağlamda yakın zamanda kanun koyucunun Anayasa Mahkemesi kararına uygun şekilde düzenleme yapması gerekmektedir.
Öneri-Avukatlık Kanunu’nda yapılacak yeni düzenlemede kanaatimizce yürürlükteki 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 126. maddesindeki gibi bir düzenlemeye yer verilmesi yerinde olacaktır. Bununla birlikte, söz konusu bu düzenleme yapılırken sadece belirlilik ve öngörülebilirlikle ilgili hususlara değil, diğer temel ilkelere de uygun düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Özellikle avukatlara uygulanan disiplin yaptırımlarına ilişkin uyuşmazlıklarda zaman zaman Türkiye Barolar Birliği’nin, ilgili il barosunun yerine geçerek ve dosyanın esasına girerek yeniden disiplin yaptırımı tesis ettiği, diğer bir deyişle “yerine geçme yasağını” ihlal ettiği ve aynı zamanda avukatların yanlarında çalıştırdığı kişilerin davranışlarından, disiplin fiil ve yaptırımlarında geçerli olan “şahsilik ilkesine” aykırı şekilde bizzat sorumlu olmalarına sebebiyet verecek şekilde disiplin yaptırımına maruz kaldıkları görülebilmektedir[9]. Dolayısıyla Avukatlık Kanunu’nun 134. ve 135. maddelerinin tüm bu temel ilkeleri baz alarak yeniden düzenlenmesi; ardından Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları ile kamu tüzel kişiliğe özgü yetkilerin, Avukatlık Kanunu’nun söz konusu bu yeni düzenlemeleri ile uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir.
Yararlanılan Kaynaklar
Akgüner, Tayfun; Kamu Personel Yönetimi, İstanbul, Der Yayınları, 2016.
Erdem, Nida; “Temel Ceza Hukuku İlkelerinin Disiplin Fiillerine ve Yaptırımlarına Uygulanabilirliği”, Terazi Hukuk Dergisi, Y. 2022, S. 188, s. 57-77.
Karahanoğulları, Onur; “Memur Disiplin Hukukunun Niteliği ve İlkeleri”, Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, C. 8, S. 3 (1999), s. 55-77.
Kaya, Cemil; “Memur Disiplin Suç ve Cezalarına ve Disiplin Soruşturmasına Hakim Olan Temel İlkeler”, Amme İdare Dergisi, C. 38, S. 2 (2005), s. 61-87.
Ulusoy, Ali; İdari Yaptırımlar, İstanbul, Onikilevha Yayınları, 2013.
[1] Bkz. 22.05.2025 tarihli Resmî Gazete.
[2] Onur Karahanoğulları, “Memur Disiplin Hukukunun Niteliği ve İlkeleri”, Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, C. 8, S. 3 (1999), s. 56-57. Bkz. Anayasa Mahkemesi, Bireysel Başvuru No: 2013/1614 K.Ş., www.anayasa.gov.tr/tr/kararlar-bilgi-bankasi/; Danıştay 12. D., E. 2021/334, K. 2021/572, karararama.danistay.gov.tr.
[3] Detaylı bilgi için bkz. Cemil Kaya, “Memur Disiplin Suç ve Cezalarına ve Disiplin Soruşturmasına Hakim Olan Temel İlkeler”, Amme İdare Dergisi, C. 38, S. 2 (2005), s. 61-87; Nida Erdem, “Temel Ceza Hukuku İlkelerinin Disiplin Fiillerine ve Yaptırımlarına Uygulanabilirliği”, Terazi Hukuk Dergisi, Y. 2022, S. 188, s. 57-77.
[4] Ali Ulusoy, İdari Yaptırımlar, İstanbul, On İki Levha Yayıncılık, 2013, s. 151.
[5] Örnek kabilinden bkz. Anayasa Mahkemesi, E. 2014/100, K. 2015/6 ve ayrıca bkz. E. 2014/140, K. 2015/85, E. 2015/85 K. 2016/3; E 2016/182; K. 2017/111; E. 2018/110, K. 2018/99; E. 2018/14, K. 2018/112; E. 2018/107, K. 2018/114; Bireysel Başvuru No. 2015/5402 Tuncer Yığcı, kararlar için bkz. www.anayasa.gov.tr/tr/kararlar-bilgi-bankasi/.
[6] Tayfun Akgüner, Kamu Personel Yönetimi, İstanbul, Der Yayınları, 2016, s. 246.
[7] Disiplin Cezalarının uygulanacağı haller:
Madde 134 – (Değişik: 2/5/2001 - 4667/65 md.) Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, meslekî çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu Kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.
Disiplin cezaları:
Madde 135 – Disiplin cezaları şunlardır: 1. (Değişik: 22/1/1986 - 3256/23 md.) Uyarma; avukatın mesleğinin icrasında daha dikkatli davranması gerektiğinin kendisine bildirilmesidir. 2. Kınama; meslekinde ve davranışında kusurlu sayıldığının avukata bildirilmesidir. 3. (Değişik: 22/1/1986 - 3256/23 md.) Onbin liradan yüzellibin liraya kadar para cezası. 4. (Değişik: 2/5/2001 - 4667/66 md.) İşten çıkarma, avukatın veya avukatlık ortaklığının üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere meslekî faaliyetlerinin yasaklanmasıdır. 5. Meslekten çıkarma; avukatlık ruhsatnamesinin geri alınarak avukatın adının baro levhasından silinmesi ve avukatlık unvanının kaldırılmasıdır. (Ek cümle: 2/5/2001- 4667/66 md.) Avukatlık ortaklığı için de baro avukatlık ortaklığı sicilinden silinmesidir.
[8] Bkz. Anayasa Mahkemesi, E. 2023/53, K.2023/49, §§ 4-12; E. 2023/18, K. 2023/57, §§ 4-12; E. 2024/185, K. 2024/178, §§ 4-11, www.anayasa.gov.tr/tr/kararlar-bilgi-bankasi/
[9] Bkz. Ankara 13. İdare Mahkemesi, E. 2020/1381, K. 2021/692 K. sayılı kararı (yayımlanmamış karar).